Geçmişte Türkler baharat gibi bir kısım acı yiyeceklerin geneline “Ot, yem, od yem” ismini vermişlerdir. “Od”, yakıcı, ısıtıcı, ateş anlamında kullanılmıştır. Kültürel değişim ve gelişim sürecinde Şanlıurfa halkı acı kırmızı biberin ismini “is’ot (Issı’ot)” şeklinde geçmişten günümüze taşımıştır. Bugün Şanlıurfalılar kırmızı pul bibere kısaca “isot” demektedirler.

Kırmızı biberin tazesini ve kurusunu elde etmek için yoğun bir emek sarf edilir. Urfa’nın ismi isotla özdeşleşmiş gibidir. İsotla bu kadar özdeşleşmiş bir topluluk herhalde Dünya’da görülemez. Şanlıurfa’da istenilen acılıkta kuru isot veya isot salçası (isot reçeli) evlerde özenle hazırlanmaktadır.

Urfalı Yazar Mehmet Hulusi Öcal “Özellikleri ve Güzellikleri ile Çiğköftemiz” isimli kitabında, biber ve çocuklarla ilgili bir espriyi şöyle anlatmaktadır: “Bir annenin yaramazlık eden çocuğuna, ‘Ağzına biber sürerim ha...!’ tehdidi başka yerlerde bir sonuç verir; çocuğu korkutur, hizaya getirir. Ama Urfalı çocuk bu sözü tuhaf karşılar. Sadece mahsum yüzüne bir tebessüm yayılır, ağız çizgisi biraz genişler, güler geçer. Çünkü acı biber onun alıştığı, ekmek kadar, su kadar bildiği tabii bir gıdadır. Zaten bu acı biber sürme tehdidine,  Urfalı anneler pek itibar etmez. Çoğunlukla isoda alışmamış toplulukların kozudur.”

Şanlıurfa’da Kırmızı İsot’un Yetiştirildiği Yerler

Biberin hibrit tohumu veya fidesi kumlu-tınlı, süzek ve alüvyonlu zengin toprakları sever. Bu topraklar çürümüş tabi hayvan gübreleriyle zenginleştirilmişse daha da verimli olur. Bu özelliklere sahip tarlalar Şanlıurfa’nın Cülap Suyu boylarında, Edene-Diphisar gibi sulak bölgelerde, merkeze yakın Paşabağı, Kazene, Sultantepe, Hancağız, Kısas, Sırrın, Germüş dolaylarında bulunur.

 

Şanlıurfa’da Kuru İsot’un Hazırlanışı

 

Eylül- Ekim ayları Şanlıurfa’da çeşitli kışlık zahireleri hazırlama aylarıdır. Ama kuru isot çıkarma telaşı bu hazırlıkların hepsini bastırır. Bu aylarda şehrin evlerinin, avluları, damları, balkonları, terasları adeta bir “isotçu pazarı”na dönüşür. Bunun yanısıra Urfa Tarihi Kent Merkezi’nde  “isotçu pazarı” adıyla birde çarşı bulunmaktadır.

 

Kuru İsot hazırlamaya Urfa’da “İsot çıkarma” denilmektedir. Her köyün kullandığı tohumu, tarlasını, toprağını, suyunu, gübresini iyi bilen Urfalı, toptancı sebze halinde alacağı taze kırmızı biberin hangi tarladan geldiğini sorarak alır.

Şanlıurfa’da ev halkının kalabalık oluşuna ve evde ağırlanan tahminî misafir sayısına göre 100–500 kğ. arası taze kırmızı isot alınır. Taze isotlar iyice yıkanıp tohumları ve sapı çıkarılır, damarları ayıklanır, uzunlamasına 2-3 parçaya bölünür ve üst üste gelmeyecek şekilde güneşte kurumaya bırakılır. Bu şekilde yapılan ayıklama ve serme sıhhatli kurumayı sağlar. Güneşli havanın kurutma gücü dikkate alınarak 1-3 gün beklenir.

 

 

Biberler yavaş yavaş kurumaya başlayınca şeffaf ince polietilen torbalara doldurulur. 1–2 gün açmadan beklenir. Yalnız, arada bir biber torbasının çevrilmesi faydalı olur. Arada biberlerin ıslaklıkları el yordamıyla kontrol edilir. Eğer biberler zamanından erken kurumuşsa ılık tuzlu su ile ıslatılır. Gereğinden fazla yumuşamışsa havalandırılır. Herhangi bir sebeple bazı parçalarda ekşime ve çürüme işaretleri görülürse bunlar hemen ayıklanır. Güneşte kalma süresi, çevrilme zamanları özenle takip edilir. Tadı ve besin değerinin yanısıra rengine de önem verilir. Açık kırmızıdan siyahlaşmış kırmızıya kadar istenilen renk 3-5 gün içinde sağlanır. Renk konusu önemsenmiyor ise torbalara koymadan kurutup diğer işlemlere geçilebilir. Her iki halde de hijyenik şartlara önem verilmesi, zararlı karışımların önlenmesi gereklidir.

İstenilen renk elde edilince torbalar geniş ve temiz bir alana boşaltılarak biberler yayılır. Parçalar tam kuruyuncaya kadar beklenir.

İsotun özelliklerinin bozulmaması ve kullanım süresince muhafazası için iyi bir kurutma gereklidir. Bu dönemde biberdeki su oranı % 5-13’ e kadar iner, bu oluşumla mikroorganizma ve diğer zararları önleyici dayanırlığa ulaşır.

Kurutma işlemleri sırasında aşırı güneş, bazen fayda yerine zarar getirir. Gıdanın bünyesindeki özelliklerden renk, tad, aroma bozulabilir. Uçucu yağ kaybı yüksek değerlere çıkabilir. Bunun yanısıra yetersiz güneşte de yeterli kuruma olamayacağından aflatoksin ve mantarlaşma gibi oluşumlar meydana gelir. Ancak Şanlıurfa nemli bir bölge olmadığı için pul biberde aflatoksin ihtimali çok zayıftır. Kurutma esnasında sıcağın fazlası da eksiği de olumsuz sonuçlar doğurur. Onun için güneşte bırakma süresinin dozajını çok iyi ayarlamak lazımdır.

Kuruyan biberler bez torbalarda dövülerek pul biber haline getirilebilir. Ancak Urfa’da bu iş için bazalt taş veya mermerden yapılmış dibekler kullanılır. Bu dibeklere konulan kuru yaprak biber, ince, pul pul oluncaya kadar büyük havaneli ile dövülür.

Dövülme sırasında savrulan acı kapsaisin tozlarının genize kaçarak vereceği rahatsızlığı azaltmak, kırmızıbiber pullarının daha parlak ve güzel görünüşlü olmasını sağlamak, ayrıca bir miktar kalorisini arttırmak amacıyla zeytinyağı kullanılır. Kurutulmuş ve dövülmeğe hazır her 100 kğ. bibere bir su bardağı tekabül edecek şekilde zeytinyağı kullanılır. Yağlar, biberin dövülmesi sırasında yemek kaşığı ile azar azar verilir. Zeytinyağı ile iyice yağlanan pul biberin üzerindeki yağ tabakası koruyucu etki sağlayarak nemlenmeyi de önler. Dolayısıyla bu yağlanmayla Aflatoksin etkisi de izole edilmiş olur. Dövülen biber ince elekten geçirilerek daha kaliteli hale getirilir.

Evlerde özenle hazırlandığında, 100 kğ. taze biberden 7–10 kğ. “kuru isot” elde edilir. Bu şekilde yoğun emeklerle elde edilen kuru isot Urfalının yanında ilaç gibi paha biçilmez bir değere sahiptir. Her Urfalı kuru isotun kalitesinden çok iyi anlar.

Urfalı şair ve yazar M. Hulusi Öcal, 1983 de rahmete kavuşmuş gönlü gani bir akrabasının kendi ev sakinlerine sıkı bir tembihini şöyle anlatmaktadır: “Fıkara (dilenci) gelirse boş döndürmeyin. Ekmek, bulgur, pirinç, yağ, bal, frenk suyu, peynir, para, hâsılı ne istiyorsa verin. Ama ‘kuru isot’ vermeyin... Onu yaparken çektiğiniz azabı bildiğim için size kıyamıyorum”

İsotun Şanlıurfa Yemek Kültüründeki yeri

Taze ve kuru isot, Urfa yemek kültürünün ayrılmaz bir parçasıdır. Taze kırmızı ve yeşil biber, sebze olarak ya da yemeklere ve salatalara çeşni vermek için veya sofrada taze olarak kullanılır. Dolmalık biberden, etli veya zeytinyağlı dolma ve turşu yapılır. Biber salçası (isot reçeli), taze kırmızı biberin etli türünden yapılır. Bu salça yemeklere renk ve lezzet verir. Bazı evlerde ceviz ve zeytinyağıyla karıştırılıp kahvaltıda yenilir. Biber turşusu, çarliston veya dolmalık yâ da sivri biberle yapılır. Her tür biberin kızartması yapılır. Biberler, ipe dizilip güneşte kurutularak da kullanılır.

Pul Biberin Sağlıksız Ortamlarda Üretilmesi ve Olumsuz Yansımaları

Yoğun bir emek ve zor şartlarla elde edilen Urfa “kuru isot”u, başka illerde kalitesiz ürün ve pazar artığı biberlerle yapılan denetimsiz üretimle bir tutulmamalıdır. Şanlıurfa’da son yıllarda ismine layık bir isot sanayi üretime başlamış bulunmaktadır. Fabrika üretimlerinin kaliteli olanlarına rastlanmaktadır. Ama özenle imal edilen hakiki “Urfa ev isotu”nun Dünya’da emsali yoktur.

Pul biber üretme kültürü ve bilgisine sahip olmayan ticari işletmeler biberin temizlemesini, serilmesini, kurutulmasını bilmeden üretme faaliyetlerine başlamışlardır. Bu işletmeler iç piyasayı elde edip ihracata da yönelmişlerdir. Bunun sonucunda kırmızıbiberdeki “Aflatoksin” olayı medyanın gündemine gelmiştir. Bazı medya kuruluşları ve özellikle Alman basını, biraz da kasıtlı olarak bu konuyu abartmıştır.

Özellikle Şanlıurfa nemli bir bölge olmadığı için pul biberlerinde Aflatoksin ihtimali çok zayıftır. Ayrıca pul biber zeytinyağı ile karıştırıldığından yağ tabakasının koruyucu etkisiyle nemlenme söz konusu olmamaktadır. Böylece Aflatoksin oluşması izole edilmiştir.

Sonsöz

Araştırmalarımızla ortaya çıkan gerçek şu ki; Urfa kırmızı pul biberi (kuru isot) sağlıklı bir besindir. Bu konuda hiç tereddüt yoktur.

Kısacası biber; besleyen, koruyan, acılığına rağmen sevilen, bazen alışkanlık yapan bir besindir.

Biber, Şanlıurfa ile özdeşleşmiştir. Şanlıurfa İli Kültür Eğitim Sanat ve Araştırma Vakfı (ŞURKAV) ile Şanlıurfa Belediyesi’nin yapmış olduğu “kırmızı pul biber ve çiğköfte şenlikleri”  yarışmalarla birer festival havasında gerçekleşmektedir.

Şanlıurfa’ya gelen yerli ve yabancı turistlerin en çok aldığı yöresel gıdaların başında Kuru İsot (Pul Biber) gelmektedir.